24 Ocak 2021 Pazar

Kelebek Etkisi


Kelebek etkisinin insanın birebir kendi hayatına da etkisi var mı? Hani derler ya Dünyanın bir ucunda bir kelebek kanat çırpar ve Dünyanın diğer ucunda bambaşka hayatları etkiler. Peki bu durum birebir kelebeğin kendi kanat çırpışının kendi hayatı üzerinde de o zaman ya da kanat çırpışının üzerinden saatler, günler sonra bambaşka bir hayat yolunun açılışını  etkiler mi?
İnsan bazen yazdığı küçük notlarla, önceden okuyup altını çizdiği kitap satırlarıyla, önceden dinleyip arşivin çok gerilerine attığı şarkılarla, çok çok eskilerden silmeyi unuttuğu fotoğraflarla bir anda karşılaştığında o anıları sakladığı anın şimdiki hali üzerinde nasıl bir etkisi olduğunu fark ettiğinde kelebek etkisini mi yaşar? Yani o notu yazmamış, o kitapta o satırları okuyup altını çizmemiş, o şarkıyı hiç dinlememiş, o fotoğraf karesinde hiç bulunmamış olsaydı şu an bu noktada olabilir miydi?

Ya da o anıların parçaları şimdi karşısına çıktığında şimdi, şu anı ve geleceğini de etkiler mi? Bu durum tesadüf mü yoksa tevafuk mu?

Aslında hangisi olursa olsun önemli olan karşımıza çıkacak anıların hep iyi ki dediğimiz anılar olması bence. İyi ki o notu tutmuşum, iyi ki o gün o kitabı elime alıp o satırları okumuşum, iyi ki o şarkıyı dinleyip kalıntılarını bir yerler de bırakmışım ve iyi ki iyi ki o fotoğraf karesinde birebir yer almışım demek.

Hepimize iyi ki diyeceğimi kelebek kanatlarının çırpınışlarını biriktirebilmek ve umudumuzun , hayallerimizin, cesaretimizin, inanç ve gücümüzün bittiği anlarda pat birden karşımıza çıkıp sen busun topla kendini diyebilmek dileğiyle..

8 Ocak 2021 Cuma

Döngü

 Bazen yüklerinden arınır kalp, beyin, ruh. Birdenbire sanki boşlukta hisseder insan kendini. Bugüne kadar hiç yaşamamış, aşık olmamış, kırılmamış, nefret etmemiş, acımamış, ağlamamış, kahkahalara boğulmamış gibi. Birdenbire durur ve sanki ilk defa o an yaşıyormuş gibi gelir. Geçmişi geçmişte, geleceği gelecekte bırakıp o anı yaşamak için insana verilmiş en büyük nimet gelir.

 İşte o noktada insan ya kıymet bilip her şeyi hücrelerinde hissederek yaşamaya başlar ya da tam tersi eline kırk yılda bir ulaşacak bir fırsatı nasıl olsa daha zamanım var diyerek güle oynaya yolcu eder kendi limanından. Sonra beklemeye başlar aynı fırsatı çünkü dünya kendi etrafında dönüyormuş ve o fırsat gelmek zorundaymış gibi.. 

 Ancak atlanan bir nokta vardır: İnsan her ne kadar kendi kurallarına göre yaşarsa yaşasın tüm hakimiyetin kendinde olduğuna kendini inandırsın; yaşamın ve kaderin insan için bambaşka planları vardır. Ve ne kadar çabalarsa çabalasın ulaşamaz bazen isteğine  kader başka bir istek yazmıştır. Ve ne kadar çabalamazsa çabalamasın, istemezse istemesin bazen ulaşır istemediğine  çünkü kader ona orda tanışması gereken insanlar, yaşaması gereken anılar, hissetmesi gereken duygular yazmıştır. Hayat işte insanın o bir anlık arınması ile kaderin cilvesi arasında dolanır durur. İnsanda kendini Kaf Dağında zannedip pembe rüyalardan daha pembelerine; dipsiz kuyulardan karanlık dehlize atarak yaşar durur..