25 Şubat 2021 Perşembe

Yarım Kalmışlıklar

 


İnsanlar hep sevmedikleri, beğenmedikleri ya da hayatlarında istemedikleri şeyler için "O an bırakırım neden daha fazla zaman harcayayım" ki der. Bense tam tersi başladığım ama sevmediğim bir kitap, yarısına kadar izleyip halen hiçbir şey anlamadığım bir film, melodisi hoşuma gitmeyen bir şarkı ya da sohbeti bitmemiş bir insan o an tamamlanana kadar sabreder, beklerim.

Belki günlerce kitap elimde sürünür ama bitiririm mutlaka, o son kelimeyi okuduktan sonra benden mutlusu yoktur Dünya'da. Belki filmi izlerken uyuyakalırım ama uyandıktan sonra ilk işim o filmin bitmesi olur. Belki de biriyle sohbet ederken o kadar sıkılırım ki iç sesim çığlıklar atmaya başlar ancak sohbet bitene kadar iç sesimle savaşarak bitiririm o sohbeti.

Neden mi? Yarım kalmışlık, yarım bırakılmışlık hislerinin insan hayatının sonuna kadar tamamlanmayı isteme huyu olduğunu düşünürüm çünkü. Yarım bıraktığınız bir kitap ya da bir film aklınız tarafından hep tamamlanmaya çalışılır. Aynı şekilde başladığınız bir sohbeti ya da kurduğunuz ilişkiyi yarıda bıraktığınız insanla ilgili de aklınız sürekli senaryolar kurarak yaşamaya başlar. Bu noktada hep geriye bakarak yaşarsınız. Acabalar dolanır durur ve sonunda bir girdap gibi yutar sizi. Son çare değiştiremeyeceğiniz bir son bulmaktır tüm bu yarım kalmışlıklara ki bu benim yarım bırakmayı sevmememde ilk nedendir.

İkinci neden mi? O ise ya devamında hayatım için bambaşka bir bilgi, his, bakış açısı elde edersem dürtüsüdür. Ya kitabım devamı bambaşka ilerliyorsa, ya film o noktadan sonra farklı bir olayla farklı bir açıdan bitiyorsa düşüncesi ile sonuna kadar gitmeyi severim. Peki ya sonunda hiçbir şey değişmiyorsa dediğinizi duyar gibiyim. Evet haklısınız bazen tam da dediğiniz gibi hiçbir şey değişmiyor. Lakin benim aklımda keşkeler, acabalar ve yeni yeni son kurguları olmuyor. Var olan ve değiştirilemez bir sonla aklımın arşivinde yerini alıyor.