28 Ocak 2015 Çarşamba

Yanlış Değerler Diyarı



Düşünmemek gerek bazen plan yapmamak... Her şeyi oluruna bırakıp uzaktan izlemek gerek bazen.. Bir şeyi gereğinden fazla zorlamamak ve sadece kabullenmek..

Hayatın kanunlarını kabul edip onlara boyun eğmek gerek.. Hayatın akışına uyum sağlamak..


Neden mi..?
Aslında her insanın kendine göre nedenleri olabilir.. Ama herkese uygun tek bi neden vardır burada..

Bi şeyi ne kadar çok isterseniz dünya,evren tüm varoluş o sevginin aşırılığını yaratılışa aykırı bulur ve değer verdiğiniz şeyi sizden uzaklaştırmak için bi görev alırlar..Siz değer verdiğinize ulaşmaya çalıştıkça önünüze negel üzerine engel çıkar.. Sürekli "Neden BEN?" der durursunuz.. Gerçeği kavramakta o kadar güçlük çekerssiniz ki bu bazen yıllarınızı alır sizden bazen de geri dönüşü olmayan parçalarınızı alıp götürür.. Günleriniz aylarınız gerçeği kavrayamamaktan doğan olumsuzluklarla geçer.. Bi süre sonra artık istenizde yapamazsınız...

Bunların nedenleri hep DEĞER SIRALAMASI dır aslında.. Hayatınızda, varoluşunuzda değer verdiğiniz ve değer vermeniz gereken şeylerin ayrımını yapmaktır tek sorun..Hayatınızda değer vermeniz gereken şeyleri ikinci sıraya koyarsanız eğer emin olun evren size karşı cephe alıp engeller kurmuştur bile..

Hayatınızda olunda gitmeyen şeyler varsa ve değer verdiğiniz şeylere ulaşamıyorsanız eğer oturup değer sıralanızı gözden geçirmenizi öneririm Size..







18 Ocak 2015 Pazar

Kardelen Yürekler

Bilmem bilir misiniz Kardelen ve Hercai Hikayesini..?

Birbirinden güzel iki çiçek varmış. Birbirlerini çok severlermiş. Ancak çiçeklerden biri sevdiğini diğer çiçeklerden kıskanırmış. Bunun için sevdiğine "Gel biz bundan sonra seninle kışın bembeyaz karlar içinde açalım. Diğer çiçekler olmadan sadece sen ve ben tüm kışı geçirelim." demiş. Sevdiği kabul etmiş bu teklifi..

Aradan üç mevsim geçmiş ve kış gelmiş.. Teklifi sunan çiçek sevdiğini görmenşn hayali ve mutluluğu ile karları delmiş ve bembeyaz örtü üzerine bir güneş gibi açmış.. Beklemiş beklemiş beklemiş.. Ama sevdiği verdiği sözü tutumamış ve kışın soğuğundan karın hiddetinden korkup açmamış..

Ve Karın soğuğuna aldırmadan açan çiçeğe KARDELEN sevdiğine verdiği sözü tutmayıp korkan ve açmayan çiçeğe de HERCAİ denmiş..


Aslında hepimizin hayatında vardır bi kardelen ve hercai hikayesi..
Hayatta bu hikayede olduğu gibi iki seçenek vardır aslında.. Ya kardelen gibi gerçekten sevip her şeyi göze almak verilen tüm sözleri tutmak gerekir ya da hercai gibi vefasız olup korkuları sevginin önüne koyup sevdiğini yarı yolda bırakmak gerekir..
İnsanlar genelde hep Hercai olmayı seçer..Neden mi?

Çünkü kendi küçük dünyalarını her şeyin üzerinde ve en üstün olarak görüp o küçücük dünyalarından taviz vermek istemezler.. Lafa söze gelince sözünün eridir bunlar.. Ancak uygulamada hercai kadar bile olamazlar..

Belki şu an bunlar size çok abartılı gelebilir.. Ama küçük düşününce alsında hiçte abartılı olmadığını anlarsınız.. Karşınızdakinin size verdiği en ufak bir sözü bile mazeretsiz olarak tutumaması onun aslında" Bir Hercai Gönüllü" olduğunu gösterir..

Kardelen olmak ise gerçekten zordur.. Cesaret ister.. Önündeki tüm engelleri görmezden gelip sadece sevdiğini düşünmeyi gerektirir.. Kardelen olmak gerçekten hayatını biriyle paylaşmaya hazır olmak demektir.. Kardelen olmak bir beden de iki yürek taşımak demektir..

Kardelen olmak Vefasız olmasına rağmen Hercaiyi sevmeye devam etmektir..


16 Ocak 2015 Cuma

Dengesiz Düzenler




Denge mi olmalı her şeyde..?


İnsan bazen aşırılığa kaçamaz mı yani..?
Özgürlüğünü başkalarına zarar vermeyecek şekilde aşırılıktan yana kullanamaz mı..?

Bence bu mümkün ama sadece bence işte..

Hayatımız hep bi denge kurma üzerine kurulu.. Psikollojimiz ve bilinçaltımız bile sürekli "İd"le "Süperego" arasında denge kurmaya çalışmakta..Neden peki..? Her zaman denge demek düzen demek mi?

İnsanlar sürekli başkaları ne der düşüncesiyle hep dengeli hayatlar kurmaya çalışmaktalar. Ve bu düzene aykırı gelenler de ister istemez dışlanma durumuyla karşılaşmakta. Halbuki hani her insan özgürdü..? Nerde burda özgürlük.. Ressamın dediği gibi belki şurda gizlenmiş bi özgürlük mü vardır.. :) Aslına bakarsanız HAYIR..! 

İnsanlar kendi dengelerini kendileri kurmaları bence.. Neden diyecek olursanız her insan bu dünyaya yalnız gelir ve yalnız gidecektir.. Her insan kendi hesabını kendi verecek ve kendi yaptıklarından sorumlu olacaktır.. Peki sırf dışlanma yüzünden yapamadığı iyiliklere ne olacak..? Ya da kendi geleceğini çok iyi yerlere getirebilecekken önüne vurulan ketlere ne olacak..? İnsanlar bunları düşünmez.. Ama unutmayın siz başkalarının dengesini kuramazsınız ancak o dengeyi bozarsınız.. Ve o kişiler bunu belki size anlatamaz dillendiremez ama içlerinde bi yerde hep vardır o his..

Ve gün gelir sizin bilmeyerek dengesini bozduğunuz insan hayatınızdan öyle bi parçayı alır ki artık istesenizde o dengeyi bi daha yakalayamazsınız.. 

Çünkü o parça sizin dengenizin temelidir..!!

12 Ocak 2015 Pazartesi

Melodili Sözler..




Şarkılar...
Sözlerden ve melodilerden oluşan duygular..
İnsanları bazen hiç olmadık zamanlarda hiç olmadık yerlerde kendi zaman dilimlerine hapsetme yeteneği olan tek sözler belki de şarkı sözleridir ya da melodileri.. Belki de onları anlamlı yapan hem melodi hem de sözlerdir...
Bazen isteksiz olarak bi şarkı da takılı kalırsınız.. Defalarca, saatlerce hatta bazen daha da uzun bi zaman sürekli aynı şarkıyı dinler durursunuz.. Bi süre sonra artık farkına bile varmazsınız şarkının bağımlısı olduğunuzu.. Evet doğru okudunuz şarkılara da vardır bağımlılık..
Bu belki de insanların duygularına kendini fazla kaptırmasındandır.. Belki de değil..

Bi arkadaşım bana "Mutlu İnsanlar MELODİYE Mutsuz İnsanlar ise SÖZLERE" dikkat edermiş dedi.. Acaba ne kadar doğru bilinmez ama ben şarkıların sözlrine dikkat edenlerdenim.. Ama mutluyum da :) Burdaki bi çelişki mi acaba..?Bilinmez tabiki de..

Ama bilinen tek gerçek şudur bence :
- Şarkılar insanları bazen en mutlu oldukları andan depresyonun en karanlık dipine sokar bazen de depresyonun en diplerinde dolaşırken dünyanın en güzel yerinde dünyanın en güzel manzaralarını izler bi hale getirir..

Yani kısacası onlarda bizler gibidir.. 
Bİ ÖYLE Bİ BÖYLE :)

1 Ocak 2015 Perşembe

Noel Baba Garantili Mutlu Bir Yıl Daha :)

Bakın 2015 geldi ne mutlu değil mi..?

Şimdi insanlar evlerinde, caddelerde ya da barlar da geçen yılı silip yeni bir yıla giriyor öyle mi..?

Peki geçen yıl neydi bu yıl ne..? Aradan geçen 1 saniye sadece ama sadece bir saniye tam olarak 365 gün 6 saat olan bir zaman dilimini tamamen arkada mı bıraktı ya da bize her gününün her saatinin  mutlu, huzurlu ve sevgi dolu olduğu yeni bir 365 gün ve 6 saatlik bir zaman diliminin garantisini mi veriyor..?

Bence hayır hem de en kocamanından bi HAYIR..!  İnsanlar şu an sadece kendilerini kandırıyor. "Yaşadığım her şey silindi ve bana yeni temiz bir sayfa verildi." Bu şu anda neredeyse dünyanın yarısından fazlasının kulağında çınlıyor.. İnsanlar attıkları her sevinç çığlığında, söyledikleri her bir yeni yıl sözünde aslında sadece kendilerini kandırıyor..

Geçen her yıl her gün her dakika ve her saniye aslında halen insanların peşinde.. Ha ama bana katılmıyor olabilirsiniz bu konuda.. Belki şu an herhangi bir yerde benim az önce yazdığım şeylerden birini yapıyor olabilirsiniz.. Bu tabiki de hakkınız benim sizi yargılama gibi bir niyetim yok.. Sadece her yıl aynı olayların gerçekten geride kaldığına inanma konusunda problem yaşıyorum.. Belki de bendedir hata.. Belki de gerçekten aradan geçen sadece o 1 saniyede Noel Baba bana yepyeni, hatasız, her dakikasında mutluluk kahkahaları olan bir yılı tam olarak "1 Yıllık Garanti Belgesiyle" birlikte veriyordur.. Ve belki de ben şu an o fırsatımı kaçırmışımdır. Sırf saat 00:00'a son 10 saniye kala yeni yılı beklemedim ya da geri sayım yapmadım diye Noel Baba bana kızmıştır ve belki de 2015 benim en kötü yılım olacaktır..

Bakalım göreceğiz bunu.. :)