19 Haziran 2015 Cuma

Zamansız Gelen..

Ansızın biri girer hayatına. Adı konmamış bir şey vardır arada. Zaman hesabı yapmadığın, ne konuştuğunun anlamı olmadığı bir evrene geçersin onunla. Her şey değişir birden hayatında. Onun varlığı ayrı bir güç verir sana. Sanki evrendeki tüm güçlükleri tek başına kaldırabilirmişsin gibi hissedersin. İçine sorsan söylemez sana ne olduğunu hep bi ikilemde bırakır seni.

Önce biliyorum ne olduğunu telaş etme endişeye gerek yok ki sadece AŞK bu der.

Ardından başlar endişeler yumağını bir bir sıralamaya. Hem de öyle bir sıralar ki ilk söylediği sözleri unutturur bir çırpıda.


  • Ya o sevmiyorsa seni
  • Ya başka birini seviyorsa
  • Bence git söyle hislerini ona
  • Yok ya nereye söylüyorsun sus aman sakın ha
  • Söylesen ne değişecek ki 
  • Ama bak sen acı çekiyorsun böyle olmuyor ki..
  • ...

İçin bu listeyi o kadar uzatır ki. Aynı anda trilyonlarca neden geçirir aklından. Ama kimse dikkat etmez burdaki ayrıntıya . İçinin sana söyledikleri aklınadır aslında. Eğer aklına mantıklı gelirse kabul ettirir sana. Ama o kadar fazla ayrıntıya bakar ki karşındaki en mükemmel insanda olsa kusurlar listesini sıralar bi anda. 

Mesela tamam iyi insan ama anlaşamazsınız ki siz der. Bırak ya olmaz yani onunla kesinlikle olmaz cümleleri sıralanır ardı ardına.

O kadar boğar ki seni bu düşünceler kaçırırsın onca güzelliği bu arada. Mantık bazen yanıltır insanı bu dünyada..
Bu yüzden bi denge kurmalı insan iç dünyasında.. Bir tarafta akıl bir tarafta duygu olmalı.. Olmalı ki yaşanılan her şey daha bir anlam bulmalı insanın dünyasında..

18 Haziran 2015 Perşembe

Son..


Yaşayacağı son gündü..Bundan habersizce en güzel merhabasını sundu yeni güne..Tavanındaki lekeleri ilk defa takılmadı gözüne.. Günün ilk ışıklarını izledi penceresinin önünde..

Aslında hemen hemen her gün yaptığı eylemlerdi her biride.. Ve bir şey daha var dı yaptığı hayatının her gününde.. "Her gece kapı önüne o gün yapmadığı ve ertelediği pişmanlıklar girdabına güç katacak bir pişmanlık daha eklemek".. 

Yaşıyordu hayatını sürekli sonsuzluk evrenine sahipmişcesine.. Her gün gününe en güzel şekilde başlayıp bitiriyordu en mükemmel şekilde KENDİNCE..

Her gün kendisine bir ertelenmişlik daha ekliyordu..Üstelik sadece kendine de değil..Yaşadığı kentin her sokağına her caddesine hatta  adım attığı her yere.. 

Etrafına sorsanız düşünmez kimse bu şekilde.. Ama biliyor kendi tüm gerçeği içten içe.. O kadar korkak ki sıra hayallerine gelince.. Yapmak isteyipte cesaret edemediği o kadar çok dönüm noktası var ki kapı önünde.. Ne gitmek istediği yerlere gidebildi bu güne kadar ne de sevdğini söyleyebildi senelerdir sevdiği biriciğine..

Ama bugün başka onun için bugün kararlı kendince.. Bugün gidip söyleyecek her şeyi biriciğine..Ardından hayallerini bir bir gerçekleştirecek bir bir ve katacak hepsini hayatının en güzel köşesine..

Lakin atladı kaderin planını tüm bu planlarının içinde..Artık kalmadı ki zamanı bunları gerçekleştirebilse..Bu gün son durak son zaman son liman onun için..

"Artık gelmeyecek ne yeni bir zaman ne de yeni bir liman Ne Kadar Beklese de.."

15 Haziran 2015 Pazartesi

Birisi..


Hayatının yarısını düşler aleminde yaşayan biriydi. Yaşadığı her günü "Yaşadığım" ve "Yaşayabileceğim/Yaşamak İstediğim" diye ikiye ayıran biri.. Yaşadığı hayata çok önem vermezdi.. Sonuçta yaşıyorum mantığını kendine hayat felsefesi olarak edinir ve yaşayabileceği ya da yaşamak istediği aleme yani rüyalarına yönelirdi.. 

Her gün bi adım daha ileriye gider ve her gün bi adım daha ötesini yaşardı.. Diğer insanlar mantıklarıyla her gün rasyonel hayatlarına yön vermeye çalışırken kendilerine göre irrasyonel kararlar alan arkadaşlarına alaycı tavırlar takınır ve onu kendi aralarında gülme nedeni ilan ederlerdi..

O ise hiçbirine kulak asmaz kendi doğru çizgisinde kendinin ve evrenin doğruları paralelinde hareket ederdi.. Onun için öncelik diğerlerinin ki ile hiçbir zaman aynı olmamıştı.. Diğerleri sadece "Şu Anı/Şimdiyi" Ya da tam tersi sadece "Geleceği" düşünüp ona göre hareket ederken o "Hem Şu Anı Hem de Geleceği" ele alırdı.. 

Etrafındakileri cümleleri ile değil davranışları ile inceler ve hayatına bu davranışlar çerçevesinde arkadaş kalıbında kişiler alırdı..

Bir gün biri ile karşılaştı.. Rüyalar aleminde hiç görmediği belki de görmek isteyipte göremediği biri ile.. Hayatına yön vermeyi geç hayatını yaşamayı bile unuttu.. rüyalar alemine sadece onu daha fazla görmek için dalıyor reel hayata ise sadece onu görmek için dönüyordu.. Etrafındaki herkes onun bu hallerine şaşkın ve bi o kadar da endişe içinde bakıyordu.. Çünkü o artık evrenin dengelerini görmezden gelerek kendine göre yeni bir düzen kurmaya çalışıyordu.. Evrenin merkezini hayatının merkezi sandığı  kişiye göre düzenlemeye çalışıyor ve günlerini bunun için geçiriyordu..

Hayatında o kadar çok şey değişmişti ki geriye dönmek istese artık onun için "Geri" diye bi kavram bile kalmamıştı.. 

Veee Bir Gün Ansızın Uyandı Gerçek ve Rüya Arasındaki Araftan.. Etrafında sadece kendi vardı sadece kendi.. Onun için artık ne Geçmiş vardı ne de "Gelecek"..