Su misali bazen saniyeleri bazense yılları sever mi?
Bir geçmişte bir bugünde yaşamak ne kadar zorsa
Bir bugünde bir gelecekte yaşamak da o kadar zordur ya hani
Artık zor değil, artık hayaller yok gelecekte yok
Yani sadece geçmiş ve bugün arasında bir köprü var
Gelecek belki de hiç gelmeyecek çünkü
Umutluyduk ya hani tıpkı İsmail Abi gibi
"O gemi bir gün gelecek Mecnun" derdi ya hani
Bizde "Güzel günler gelecek" deyip durduk
Lakin zaman öyle bir zaman, insan öyle bir insan ki
"Kötü günler bitti, daha kötüleri geliyor" diyoruz artık
Ya da Teoman'ın da dediği gibi
"Bunlar güzel günlerimiz daha beter olacak her şey" deyip kendimizi daha da kötü günlere hazırlıyoruz..
Bir çocuğun anne-babasına güvenmediği, güvenemediği bir devirde,
Biz bize yedi kat yabancıya güvenmeye çalışıyoruz.
Belkilerle yola çıkıp keşkelerle mola verip duruyoruz..
Hep tünelin ucundaki o minicik ışığa koşup her düşüşümüzde hadi bir daha diyoruz..
Acaba yanlış mı yapıyoruz?
Fazla çabalayıp sıfır aldığımız bu dünyada ya yanlış konuya çalışıyoruz ya da kendimizi teslim etmemek için direniyoruz..
Bıraksak her şeyi.. "Biz" olsak mesela çözülür mü sence her şey?
Tünelin ucundaki gerçekten bir ışık mı yoksa çöldeki serap misali karanlıktaki ufacık bir yanılsama mı?
Sahi güzel günler, güzel insanlar var mı gerçekten..?
Yoksa biz çölde ya da bir tünelde yolunu kaybetmiş bir yabancı, güzel günlerde sadece bir yanılsama mı..?
Ne dersin..?