15 Ağustos 2015 Cumartesi

Uyulmayan Dersler..

O gün geçmişe dönmüştü Bilge Kişi. Kendine gelen küçük kızı ve sorduğu soruları tekrar tekrar canlandırmıştı kafasında..

-Mutluluk için gerçekten onu hak etmek mi gerek, diye sormuştu küçük kız. Önce susmak istedim küçük kızın hayal dünyasına kasırgaları bırakmamak için. Ama yapamadım. Gerçek dünyanın varlığını tanıması gerekiyordu küçük kızın. Ardından başladım anlatmaya mutluluğu..

-Mutluluk kendine bakınca aklından geçenlerdir aslında. Ama sen onları göremez, duyamaz hatta ve hatta anlayamazsın. Çünkü insan denen varlık mutluluğunun kendinde değil de hep başkalarında olduğunu sanır. Ona göre başkasının onun hakkında düşündükleri gerçekten önemlidir ve aslında önemli olanda kendin olmak değil karşı tarafın istediği olmaktır. 
Bu yüzden hep dış görünüşüne önem verir. Etrafında hep onu öven insanlar olsun ister. Her zaman o önde olsun hep en iyi kendi olsun ister. İstediğini de elde eder kendini mutlu zanneder. Aradan zaman geçer ve etrafındakiler birer birer onu terk eder. Hayatından çıkan her insan onun mutluluğuna bir darbe daha ekler. Ve bir bakar ki tek başına mutsuzluk deryalarında. Elinde avucunda kalan sahte bir kaç hatıra.
Halbuki gerçek mutluluğu çok yakınında. 

Küçük kız şaşırmıştı bu sözlerime.Anlam verebilmek için uzun uzun düşündü kendi içinde. Ardından gözlerimin içine baktı ve

-Ama ben hiç bir şey anlamadım Bilge Kişi. Ne yani şimdi mutlu olmak için insan yalnız mı olmalı. Yani tek başına mı yaşamalı. Kimseyi sevmemeli mi yanı..?

-Hayır hayır. Yanlış anladın beni.. Elbette hayatında arkadaşların, dostların olacak. ama sen mutluluğunu onlara bağlamayacaksın. Çünkü onar seni değiştirir, incitir, kırar, döker ve sen bunların hiç birini farketmezsin taki onlar hayatından çıkana kadar. Onlar hayatından çıktıktan sonra yaşadığın mutlulukların sahteliğini fark eder ve daha da mutsuzluğa sürüklenirsin.

-Peki o zaman ne yapmalıyım ben şimdi.

-Kendini sevmelisin önce. İçindeki kendini bulmalı ve onun isteklerine kulak vermelisin. Dış dünyanın istediğini değil gerçek senin istediğini yapmalısın. Evet bazen hata yaparsın kendinden nefret edersin. O zaman şunu unutma ki sen insansın kusursuz bir varlık değilsin. Kendini affetmelisin ve yeni bir başlangıç yapmalısın. Mutluluğu kovalama. Mutluluk kovalandıkça kaçar ve sen tüm ömrün boyunca kovalayan olursun. 
Ha hayatına giren insanları iyi analiz etmelisin. Çünkü bazıları sırf kendi mutlulukları için seni ezip geçer ve kendi hatalarını sana yükler. Ardından sadece baka kalırsın. Kabullenemedikleri hataları senin suçun olur ve sen kendini affetmeye çalıştıkça onlar kendi hatalarını yeniden gün yüzüne çıkarır.

...

...

Bilge Kişi saatlerce bu hatırayı canlandırdı kafasında.. Sonra birden irkilerek kendine geldi ve acı bir tebessüm oluştu dudaklarında. aklından geçen ise sadece tek cümleydi aslında:

      Keşke, keşke verdiğim dersi kendim dinleseydim zamanında...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder